16 Ağustos 2013 Cuma

Dublör'ün Dilemması'nı okuyorum. 200'üncü sayfadayım. Şahane kitap! Okuyun. Okuyun. Okuyun! Her şeyden önce kitabın tam bir saçmalık olması onu sevmemdeki temel unsur. Saçma hikayeleri seviyorum. Sözcük oyunlarını seviyorum. Bir şeylerle dalga geçmeyi başarabilen sanatçıları seviyorum. Çünki gerçeği taklit çabasındaki sanatçının başarılı olması imkansızdır. Hiç bir zaman gerçeği gerçek kadar anlatamaz. Hiç bir zaman yazdıklarını "o an"la yarıştıramaz. Oysa gerçekle dalga geçmek, saçmalamak, bir bakıma "deli olmak" gerçekten bağımsız olmanın ve yalnızca "sanatçı" olabilmenin tek yoludur.
Bu sene izlediğim en iyi filmlerden biri bir fransız filmi olan "Günlerin Köpüğü" idi. Film bir saçmalıklar dizisi olarak ilerliyordu. Fakat duyguları şahane anlatan bir filmdi. Filmde kahramanımızın mutlu günlerinde evi ferah ve aydınlık bir ev iken, mutluluğunun mutsuzluğa ve çaresizliğe evrildiği ilerleyen günlerde evi küçülüyor, içeri ışık girmez oluyor, her tarafı örümcek ağları sarıyordu mesela.. mesela... mesela... neyse bütün filmi anlatmaya gerek yok, filmin saçmalığın daniskası olduğunu bilmeniz kafidir. Ki, beğenmemeniz de mümkün. Filme annemle beraber gittik, ben çok beğendim, o ise nefret etti =) 2 gün önce çocuk kitaplarını ve filmlerini sevdiğimden söz etmiştim, saçma öyküleri sevmem de aynı sebepten ileri geliyor aslında. Çocuklar ve deliler mazur görülür ya genelde (genelde diyorum, çünki 5 yaşında çocuğa 5 yaşında gibi davrandığı için sinirlendiğimiz vakidir...=)) ben de bu sebepten seviyorum bu öyküleri. Çünki gerçekle karşılaştırma şansınız yok. Mesela gerçek dünyanın içine ütopik bir varlığı sıkıştırmaya çalışan bir Superman filmiyle oturup bir güzel dalga geçebiliriz. Aman ne de saçma, tek eliyle tren de durdururmuş deyip gülebiliriz ona. (Böyle yazınca bizim tepkinin daha saçma olduğunu gördüm ya, hadi neyse...) Ama baştan aşağı saçmalık olan bir şeyi nasıl eleştirisin ki? Bana eleştirecek yan bırakmayan şeylere gerçek bir sevgi duyuyorum. Çünki çok kolay eleştiririm genelde ve bu ilk an farkındalığın hazzını, 2 saniye sonra da tatminsizliğin nefretini yaşatan bir durumdur. Sanırım bu yüzden dönüp dolaşıp davranışlarını açıklayamadığım insanlarla takılıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder